belli -ki kaçarı yok

bileklerine yapışırsa ellerim
damarların avucuma atardı
bir cümle kurduğunda derin sessizlik olur sonra
insanlar geçer -basılırdı havasız bir korna
öpecektim seni
dudaklarından belli

biter sözlerimiz, gözlerim önüme akarlar -kaçarı yok
bir tayfuna karışır gibi her adımının tozu
yaparız sen üzülme hiç olmamış gibi- olduğu
gidecektin -kaçarı yok
yolunun üstündeki sokak lambasından belli

benim volta attığım uzun, koğuş koridoru gibi
tam ayak izine denk gelmiş midir hiç ayak izim?
-geçmişten bir gün, çabuk olmamız lazım!-
geleceksin gibi
gidişinden belli


s.e.v.