13 Eylül 2009 Pazar

non.

bırak göle bırak suya ..denize.. gitsin!
benim yanımda yaşlı herakleitos hah.. sen de kimsin!
ruhum yıpranmış diğerlerine sürtmekten..
yalnızca sularında kağıttan gemiler yüzdürürken eğlenirdin..

s.e.v.

neşter - 15

tek sayılı neşterlerle ayıklasınlar kalbimi
her insancıl hücremi geri istiyorum..her birini!
ve ellerimle birleştirmek istiyorum avuçlarımda toparlamak kendimi..
en çok kendimi bulacağımı umuyorum..
yalnızca kendini düşünen bir bencilinki..
hayır..hayır..övünmüyorum--öyle düşünüyorsun biliyorum..
ama o genetik yap-bozda da benliğimi bulurum..
o tüm *eksik yazı var* lı mesajlar..
yarısını bile okumuyorum..
gördüğünde bak..değiştin diyeceksin;
derinleştim halbuki..
seni sevemeyecek kadar!

tek sayılı neşterlerle ayıklasınlar kalbimi..
ve kendimi bulmalıyım yine orada..kötü değilim..hatta biraz iyi
her derbesinde keskinliğin sayıkasınlar ismimi
favorim : neşter-15 ! başlangıç için ideal!

s.e.v.

hoşçakal siyahkuş.. bu bir veda değil : başlangıç.

anlaşılmak istemiyorum bugün..
bu sabaha karşı biraz da..
bir sembolist gibi yazacağım sana..
pek esrarlı da olamam gerçi sana karşı bilirsin
imgelerim avucumda..
natüralist gibi tüküreceğim şakaklarına
basacağın yerlere akacak şakakların
kızgın topraklar bedenine bastığında
son kürekten sonra can suyun olmak için..
sana bana alçak çocuk salıncaklarında ayağım yere değmesin diye tedirgin olacağım
küçükken arabaların altından topları çıkarttığımı hatırlayıp yadırgayacağım izlerimi kumdaki..
kana kana içeceğim teninin ziftini, terinin beni tahrik ettiği tek kadından olacağım--senden!--
biraz peşimdeki köpeklerden biraz senden biraz cerrahi dikişlerden atacağım içime..
her hareketi aynı anda yapacağım seninle..
bir pandomimci gibi değil ama!
her şeyinle gerçekten sen olacağım..
denizci düğümlerine elyazılı parşomenleri -sakladığın mantarlarla- tıkayıp her denizine atacağım..
her yarama senin kokundan sıkacağım her yanımı senin kahpe dokunuşlarınla süsleyeceğim..
bu sefer bu gece kalmanı istemeyeceğim..
korkma kovarken seni çağırır gibi nazik olacağım..
köklerinden koparırken umutlarımı tohumlarımı toprağıma düşürmüşsün çünkü..
toplamalıydın!
sen bir profesyonel değilsin..
delilleri kaldıramadın, izler bıraktın..
ama ben öyleyim..
senden habersiz büyüdüm..
ayrılığın 7. ayrımcılığının 8. evresindeyim!
5 alfa redükaz noksanlığı müzdaribi eğilimli bir adamın masum straponu gibi
(ve ancak o kadar isterdim ki)
ihtiyaçtan susacağım seninle..
kırılmaz sandığın kalbinin kırılacağını gösterecek kadar zalim değilim..
yıldızımızı ittirerek 5'inin 1'inden
olmadı çark gibi döndürerek milleyip tam göbeğinden
1 mil ötenden ve tam cepheden şah damarını hedef alıp sniperımla
sana bizim için bir dilek dileteceğim..
siyah kuşa* veda ettiği gibi seri soyguncunun
tüm ziynetleri bendeyken o sımsıkı örülmüş sandığın kalbinin
kahkalarımı en çok duyabileceğin, yüzümü görüp ama asla bulamayacağın bir yere yerleşeceğim..
ve orası da tabii ki sayın sürrealist:
senin zihnin!

s.e.v.

* : Diana Krall - bye bye blackbird

palma

bir elveda dahi etme bana
bir sigara yak ardımdan
çekme içine hiç yalnız at yere
yeni dökülmüş asfaltta isi çıksın..
--ki içmiyorsun biliyorum
"başlanmaz bunca sene sonra" **
bir mum yak benim için
bir kilisede bir mum
en olmadı bir çocuk parkının ajurlu demirlerine sıkıştır
seyretme bitene kadar sönmez diye de kendini inandır
otlar yaksın mumundan 4 gün sonra sokak çocukları..

beni merak etme sen..
oraları anlat bana
bir gün karşıya geç benim için
alsancak nasıl ? arabalar park edemez mi hala..?

her travestiye selam ver..
palmiyeleri sula istersen..

beni merak etme sen..
anılarından bahset bana!
şimdi nasıl?
nasıldı göztepe'n eskiden?

bir mektup yollamanı isteyeceğim ordan bana
mektubundan önce geleceksen..

s.e.v.

napoliten

ben daha doğmamış yeni ölmüş bir bebek gibiyim
yapıştım rahmine hala içindeyim..
atmasan beni.? birlikte toprağı üstümüze çekelim..
'ben deli yatarım yalnız'

ben bardaki en güzel kadının, burnunu kaşındıran aykırı saç buklesiyim
rüzgarı severim yağmuru severim
değdirmesin bana plastik yer yer kırık dişli beyaz tarağını!

ben hiç giymeyeceğin kıyafetleri yakıştırıp sana
yolda her gördüğüm kadını 1.65 boylarında
sana benzetmekteyim..
evime gelmeden her an omzumdan tutacak olan bir 'sen' i yakalarcasına
çevirip başımı yan bakma reflexim!
ah benim kaybedilmiş bekaretim..
seni dikenler varmış.. duydun mu?

s.e.v.

my funny clémentine(!)

unutmayı hatırla clémentine unutmayı..
pişmanlıklarını hatırla..
hani sen geriye dönmezdin..
susmadıkça sinirlenirsin kendine
her kelimene karşılık her kelime..
bir delik açmadı mı sende!?

çok öfkeliyim..ağlayacak gibi clémentine
senden başka kimse yok nasıl aptal kutunun içine enlemesine boylamasına deneyip
sıkıştırmaya çalışıp tüm kalbimin cevherini
o gün olduğum kadar çaresizim en az..

insan celladına aşık olur mu clémentine?
'ellerin nerede öyle' diye sorardım ona
iki eli ağır bir şey tutmuşçasına omzunun arkasında..
ne zaman başladı baltanın sapı havamızda halkasını çizmeye?
üç ay sürdü giyotinim..
ne eksik..biraz fazla..

clémentine??
orada mısın? gideceksin diye korkuyorum..
herkes dinler beni gerçi..
dostlarım var biliyorum, olsun! sana anlatasım var yenilişimi
tamam....hah tamam! deyişimde tek kelimesinin beni yıkabilişini..

kirpiklerime damlalar iliştirildi clémentine..
benim değil damlalar..onların..
benimle oynayan yok artık..
ben kendi kendime oyunlar kurup yorulup dinlenirim..
insan kendi kendini nasıl yener clémentine?
kendinle yarışmak güzel şeydir..bilirim..
ama öylesi değil!
irticaya yönelik savaşlar bunlar
irticacı stratejik oyunlar..

üzüyor beni clémentine..
yakıyor canımı hala bir şeyler yap!
duvarımdan hala yazısını silmedim..

ağlatamıyor beni clémentine..
sevinme hemen!
ağlatsa iyi..oyalanılırım mendille sümükle uğraşırken..
boğazıma kadar geliyor yukarıdan mı iniyor aşağıdan mı çıkıyor bilemeden
oturuyor orda..bildiğin konaklıyor!
biri kalbimde, boğazımda biri, biri karnımda..
geceleri kasığımda biri..
dudağımda biri rüyamda..
kaçtane o clémentine?
o'ndan sonrasını sayamıyorum..

sana da olur mu clémentine?
çok iyi hissedersin gün boyu aklında emaresi yoktur çökkünlüğün
uyursun..
bir rüya görürsün..nasıl mutlusundur rüyanda..tavana değer götün göğe değer
ozonu deler yedi basamak çıkar cennete gider varsa..hatta inanırsın cennet var dersin!
uyanırsın clémentine..
ne hissedersin?
saatler süren o tutkulu filmin bi' saniyede geri sarar..
yaşanmamış gibi..yaşanmadı zaten..
kaç kişiyi kim bilir tek kişiyle defalarca aldattım rüyalarımda

uyumaya çalıştın mı tekrar clémentine?
ben çalıştım..olmuyor..
bir de bazen aklına gelmez uyanınca
biri bir şey der çağrışım yapar..
'rüya' diyip gecemezsin clémentine..
az çok tanırsın beni..
geçemem öyle..
rüya ertesi terapi sahnesi katliamdır bende..
kişisel bir intihardır unutmaya çalışmak..

gülme bana clémentine..
evet onu unuttun rüyası mı kaldı diyeceksin..
yok olmadı bu..
anlatsam da nerden bileceksin!
sen en güzel günleri yaşadın onunla..
adın da o zamandan kalmadı mı..!

s.e.v.

frank sinatra - my funny valentine çalıyordu yine..çalmaz olsun!