23 Haziran 2009 Salı

bakire

sen bana 'sen' deyince sanki iklim değişiyor
ben 'ben' deyince öyle sıradan öyle basit...
ama sen telafuz edince farklı oluyor..
delice bir güç bitiyor göğsümde; ya bir kahramanım
paravanım tüm kalleş kurşunlara yahut...
sapır sapır dökülüyor kalbimin saçları
o olmaz olası sensizlik.. kalan telleri de beyazladı!
ve artık koltuk değneği ile takma dişleri var
yanında arslan kesilirken her uzvum
kalbim kaç ameliyattan geçmiş
seni görmem safhasında
tıp ufkunu aşmış! :
altmış yaşında bir adam
olsa olsa beş yaşında bir çocuk olur anında...
ve karnımda uçan envai çeşit kelebeğin antenleri zonklar, öyle sıcak ki yanın...
tüm bunlar-ının yanında sana
seni seviyorum diyebilmeyi
kelebeklere ve o tıp mucizesine hakaret olarak algılamaktayım...


ve o an...
bize sözlük yok sevgilim!
ya usta hattat ellerin yapacak sanatımızı
ya da lütfederse dudaklarım...
ve ben tarafından bir kaç zamanlık bakire
biraz daha dokunursan
bozulacak kızlığım...


s.e.v.