29 Ocak 2010 Cuma

vatka

gururluyum.. ne denir ona?
daha iki-yüzlüyüm artık ondan da..
gurur kibirlidir ve vatkalı omuzları
jilet gibi giyinir
dar gelirli mahallesinde kol gezinir
kimsenin bilmediği şey..aslında yok mudur? sorar kendine..

elini bıraktığım çocukluğum
içimde, yaşlarını cebine koymuş, arada çıkartıp sayar,
'boşa harcamayalım' der '-onları, çok kalmadılar'

huzurlusun..ne denir ona?
gerçeği yaşamayalı çok oldu
sonra üzüldüğümüz zaman da inanılası değildir gibi
boğazına düğümlenen o tereddüt
acın ağır değil hiç yoksa..
hele sen!
hemen unut!

elini bıraktığım çocukluğum
hayallerini, kumları ve yıldızlarını kaydırmayı bıraktı
kirpiklerden dilek tutmuyor artık
tutmuyor artık saçını görene kadar kuşu
sakızlardan çıkan falları okumuyor
ıslık çalmıyor falların jelatininden
bir kan damlası diz kapağına jiletinden
ben çoktan gitmişken
o kolunu kapıya,kafasını koluna yaslamış geri sayıyor
oyun sanıyor, saklandım da oralardayım gibi
başını kaldırmıyor ama yıldızlar kayıyor..

gururluyum..kim görür bunu?
sonra susarken kendimle böbürlenirim
olduğunca az şey bilirken -hatta bilmezken bile sevdiğim
ben beş harfin gölgesinde kıvranıp dururken
modern bir acı yaşayıp, şarabımı mı içeyim?
sonra cohiba puromu yakıp sahte bir öksürük
sahte bir tükürük aynana daha da parlatmak için
gururluyum ama! sonra da işte.. gurur dolu öleceğim
belki seni geri döndürecek sözlerdir söylemediklerim
belki alacağın en tutkulu öpücükken öpmediğim
gururun altında delik deşik, rüzgar alan bayraklar gibi sevgim
yüzüne bile baktırmadı gurur
izin vermedi dinlememe seni
duymazdan geldi bir yerde, görmezden
şimdi de seni başkasıyla seviştiriyorken
hiç canı yanmıyor, merak etme..

elini bıraktığım çocukluğum
şapkasını rüzgara gerdi
her zaman sana çeken geniş bir yelkenli
bir yüzüğün arkasına sakladığın yüzün,
oradan çıkıp hiç çocuğa dönmezdi..

gurur..ne denir ona?
dik duruyor, gözleri tepesinde başının
göğsü gergin
içine beni hapsetti
pes etsem de artık göremiyorlar
içimi yiyen, hiç doymayan domuzları!
tüm kozlarını oynadığı halde bırakmıyor artık
vatkalı omuzları
oysa dik değil..
ve hiç olmadı.


s.e.v.


harland - last goodbye *çalıyordu